UYGARLARIN YAZGISI(Türk Dünyası – Türk Dünyası konusu hakkında görüşler)

http://gdb.rferl.org/C603D4F4-C359-49D2-A8D5-E35A9604AF7E_mw800_s.jpg

UYGARLARIN YAZGISI

(Türk Dünyası – Türk Dünyası konusu hakkında görüşler)

Vatan ve devlet birbirini tamamlayan eş değer kavramlardır. Doğa beni vatansız yaratmadığına göre, nerede benim vatanım? Her vatan devletsiz olmadığına göre, nerede benim devletim? Bir zamanlar vatanım da vardı, devletim de vardı, şimdi yok, onları ejderha Çin yutmuştur.

Şarki Türkistan bu, benim doğup büyüdüğüm vatanımın adıdır. Her karış toprağını, sesi duyulan her akar suyunu bildiğim-tanıdığım bu aziz ülke-dünyada benzeri olmayan benim ülkemdir. Bundan 31 yıl önce 1980`de terk etmek zorunda kaldığım, ulusumun ana yurdu olan bu kutsal toprağımı çok özlüyorum ve er geç döneceğime de inanarak yaşıyorum. Uluslardan oluşan insanlık, doğanın en yüce ürünüdür. Bu yaradılış gereği, ulus olarak, vatan-devlet sahibi olarak yaşamak, doğanın insanlığa verdiği dokunulmaz-kutsal haktır-benim de hakkımdır.

Şarki Türkistan, bulut ile boy ölçüşen zirvesi ebedi karlı Tanrı dağı gibi, Afrika`nın Sahra çölünü andıran Teklamakan çölü gibi, işgalcilere kolay kolay yaşam olanağı tanımayan engin ve olağanüstü doğal koşullarıyla ta ezelden ta ebediyete kadar benim toprağım-Türkün toprağı olarak var olmaya-tanınmaya devam ede gelmiş müstesna bir vatandır.

Yıl 2008 Ağustos ayı, Kaşgar-Semen Yolu Olayı, Yıl 2009, 5 Temmuz Ürümçi Olayı, Yıl 2011, 18 Temmuz Hoten emniyeti çatısına Ay yıldızlı Türkistan bayrağının dikilmesi Olayı, 30 ve 31 Temmuz Kaşgar Yeni Pazar Olayı (yaşamak için öldürmek), “Yeter Artık´´ demeye hak kazanmış bir sonun başlangıcıdır.

Afganistan`da Taliban, ABD özel kuvvetler mensubu askerleri taşıyan helikopteri roketle vurmuş, 31 ABD askeri öldürülmüştür(1). Taliban İslamcı Terör Örgütü 10 yıldır (2001-2011) ABD ile savaş halindedir, üstelik roket gibi çağdaş silahlarla uçak düşürme yeteneğine de sahiptir. Taliban`ın yıllardır tükenmeyen bu gücünün-bu yeteneğinin kaynağı nedir-kimdir? Hiç kuşkusuz Taliban`ın arkasında Çin vardır. Uygurlara karşı çok açık ve gaddarca, ABD`ye karşı çok sinsi ve gizlice olan bu Çin saldırısının karşılığı verilecekse, bu karşılık hiç kuşkusuz Uygurların silahlandırılmasından geçmelidir. Doğu Türkistan`ın dağlarından-çöllerinden Çin`e karşı yürütülen savaşta, bir Uygur bin Çinliye bedel güç ile savaşacak, Çinli geldiği yol ile ülkesine doğru kaçacaktır. Sonuçta Doğu Türkistan Çin`den, Afganistan Taliban`dan kurtulacak, bunun başka yolu yoktur. İşte ABD`nin ve Uygurların önümüzdeki yıllarda izleyeceği savaş yolu budur. Bu savaş yolu göze alınmadığı halde, ABD Afganistan`ı Taliban ile Çin`e bırakmak zorunda kalacak, Uygurlar ise yaşadığı yurtlarında Çin`e yem olup bitecektir.

Çin`in Uygur kurtuluş savaşçılarına “İslamcı Terör Örgütü´´ adını takıp, ikide bir yaygara koparması, hırsızın “hırsız kaçtı´´ diye bağırarak kaçmasına benzer bir Çin hilesidir. İslamcı Terör Örgütü olan Taliban ile ve Pakistan İslam devleti ile oluşturduğu üçgenli cinayet ittifakının başını çeken güç-bu Çin`dir. Pakistan Çin`e yaranmak için Uygurları yakalayıp Çin`e teslim ederken, terör başı Bin Ladin`in yakalanıp öldürülmesini engellemek için, ABD`ye karşı bin türlü hileli oyunlar sergilemiştir. İşte günümüz dünyasındaki İslam Çin`in emrindedir. Bunlar azmış gibi, Türkiye`nin İslamcı AKP hükümeti de bugün Çin`e yarana bilmenin tüm yollarını denemektedir.

İslam, eğitimsiz ve yaşam sevincini kaybetmiş bir kısım bahtsız insanlar için, gönül huzurunu temin eden basit bir inanç ve oyalayıcı bir sığınak olarak ömrünü sürdürebilir. Fakat asla kurtarıcı olamaz. Siyasi İslam ise çoktan, Osmanlı İmparatorluğunun çökmesiyle beraber ölmüştür. El Kaide ve Taliban`ın Siyasi İslam`ı diriltme-kurtarma çabası ise anlamsız boş bir ölüm uğraşıdır. Siyasi İslam gayesiyle yanıp tutuşan Türkiye`nin bugünkü yöneticileri AKP ve onun önderleri elbette amaçlarına ulaşamayacaktır. Onlar bu Orta Çağ düşü ile yaşarlar ve bu düş ile ömürlerini tamamlarlar. Tarih-insanlık ve zaman, Siyasi İslam`a izin vermeyecek; bu siyasi İslam hayaline esir olan kişiler ise, elbette Bin Ladin`in kaderini paylaşacaktır. Mısır Devlet Başkanı Mübarek`in, Libya Devlet Başkanı Kaddafi`nin başına gelenler, Kaddafi`nin ödüllendirdiği Erdoğan`ın başına neden gelmesin ki ?! Bağımsızlık, laiklik, özgürlük ve bilimin egemenliğinden oluşan dünyamızın çağdaş değerleri, her an Türkiye`mizin de egemen değerleri-egemen gücü olacaktır. İslam`a sarılan AKP geçicidir.

Yıllar geçecek, devirler değişecektir. Doğduğu-yaratıldığı topraklarında, topraklarının asıl sahipleri yaşıyorsa, işgalciler er geç bu topraklardan söküp atılacaktır ki, bu tarihin hükmüdür. İsyan mazlumların son çaresidir.

Kim ne derse desin, Uygurlar yaşamak için, ulusal vatanlarını kurtarmak ve ulusal devletlerini kurmak için, Çinlileri-Çin yalakalarını öldürmeye mecburdur. Buna ölüm kalım savaşı denilir. Uygurların bugünkü bu yaşam ilkesini tarih onaylamıştır. Uygurlar, 1755 yılından başlamış Çin işgaline karşı yürüttüğü 250 yıllık savaşını, öldürerek, hep bu ölüm kalım savaşıyla başarmıştır-kazanmıştır. Yakup Beg Devleti (1865-1878), Kaşgar Şarki Türkistan Cumhuriyeti (1933), Gulca Şarki Türkistan Cumhuriyeti (1944-1949) hep bu ölüm kalım savaşının sonucudur-meyvesidir. Çinlilere yönelik, “insan hakları´´, “demokrasi´´ gibi söylemler, Çin ulusunun ve devletinin doğası gereği, geçersiz ve hiçe bedeldir. Uygurların ölüm kalım savaşından başka kurtuluş yolu yoktur. Bu yolun doğruluğunu Uygurların bilincine tarih aşılamıştır.

Uygurların sığınma üssüne ve silaha gereksinimi vardır. Doğu Türkistan coğrafyası üs kurmaya ve çete savaşına çok uygundur-burası her şeyiyle Uyguristandır. Yeter ki silah bulunsun. Silahlı bir Uygur genci bin Çinliye bedeldir. Bin Çinli ve onun yalakaları öldürüldüğü an, Çinliler geldiği yol ile kaçmaya başlarlar. Çinli zalim olduğu kadar korkak, kalabalık olduğu kadar zayıf ve alçak bir ulustur.

Uygurların yazgısı hakkında bundan 5 yıl önce şu satırları yazmıştım:

“Amerika`nın Çin`e karşı savaşı elbette kolay olmayacaktır. Çünkü Çin, gelmiş geçmiş tüm insanlık düşmanlarının en acımasızı ve en arsızıdır. Çin`in beynine mantık, kalbine rica işlemez. Siyasi-barış yoluyla Çin`in demokratikleşmesine, sömürgelerinden vazgeçmesine ben inanmam. Böyle bir yol Çin`e zaman kazandırır, o kadar. Kuyruğunu kesmekle yılan ölmez, başının ezilmesi gerekmektedir. Rusların 1944 yılının kasım ayında Gulca`da yaptığını bu kez Amerika yapmalıdır. Bir nefeslik azatlık için, her gün ölmektense, bir kez ölmeyi göze alan Uygur gençleri, böyle bir anı çoktan beklemektedir. Özgürlüğe susamış bu gençlerin neler yapabileceğinin yanıtı, Şarki Türkistan Cumhuriyetinin kuruluşu sırasında yapılan destansı savaşlarda saklıdır. Bu Cumhuriyetin bildirisinde yer alan, “Doğu Türkistan topraklarındaki Çin egemenliğini ebedi yok etmek´´ ilkesi, orası Şarki Türkistan olarak kaldığı sürece var olmaya-yankılanmaya davan edecektir´´

100 yıldan fazla yaşamış Kaşgarlı şair ve tarihçi Muhammed Sadık Kaşgariy`in (1740-1849) iki satırlık şiiriyle yazımı sonuçlandırıyorum:

“Kaysi bir derdim bayan eyleyki, kaysi külfeti;

Ya deymu hane veyranlik belavu-şiddeti.´´

(Hangi bir derdimi beyan eyleyeyim ki, hangi külfeti;

Veya söyleyeyim mi, viran, bela ve şiddeti.

İklil KURBAN

About Uyghuriye

Check Also

Emperyalizm Rusya ve Çin üzerindeki baskıyı arttırıyor

Andre Damon 3 Mart 2016 İngilizce’den çeviri (2 Mart 2016) Dördüncü Enternasyonal’in Uluslararası Komitesi, geçtiğimiz …

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *